Blinken’in Çin ziyaretinden ne beklenebilir?
ABD-Çin bağlantıları, Önceki ABD yönetiminin Çin ihracatına ek vergiler koymasının ardından durum daha da kötüleşti. Ticaret savaşından finans, teknoloji ve askeri kollara gerginlikler yayıldı. Sonunda, ABD siyasi elitleri arasında Çin’e saldırma ihtiyacı konusunda bir orta parti konsensüsü ortaya çıktı. Çin, bir ticaret ortağından bir numaralı jeopolitik rakibe dönüştü.
Pekin’deki umutlar, ABD’nin Çin’e yönelik telaffuzu, Biden iktidara geldiğinde zayıflayacak. bağlı. Ancak Biden yönetiminde Çin’e yönelik yaptırımlar sadece zayıflamakla kalmadı, makul alanlarda da arttı. Çin’deki üretimlerini geliştirmemeyi taahhüt eden şirketlere 52 milyar dolarlık sübvansiyon sağlayan CHIPS Yasasını imzalayan Biden’dı. Biden ayrıca Çin’e yarı iletken tedarikine benzeri görülmemiş ihracat kısıtlamaları getirmeyi de kabul etti. Şimdi, Dışişleri Bakanı’nın Çin ziyareti öncesinde ABD, Amerikan yarı iletkenlerinin Huawei’ye tedarikine tam bir ambargo getirmeyi ve Çinli yüksek teknoloji şirketlerine Amerikan yatırımlarını tamamen yasaklamayı düşünüyor. ABD, Hollanda ve Japonya arasında Çin’e cip üretiminde kullanılan ekipmanın tedarikinin ortak bir şekilde yasaklanması konusunda devam eden müzakerelere ek olarak, Çin’e karşı ısrarlı casusluk, fikri mülkiyet hırsızlığı ve hatta Rus özel güvenliğini desteklemekle suçlamalar Blinken’in Çin ziyaretine şirketler eklendi. Son derece olumsuz bir temel oluşturur.
Hem ABD hem de Çin, ABD Dışişleri Bakanı’nın yaklaşan ziyaretini, ikili ilişkilerin daha fazla bozulmasını önleyecek belirli bir çerçevenin inşasına yönelik yeni bir adım için bir fırsat olarak görüyor. Ancak Çin ve ABD için yeterli ve kabul edilebilir bir istikrar düzeyi nedir? Burada iki ülkenin vizyonları farklılaşıyor. Washington, ziyaretten önce Çin’e yönelik yeni teknolojik ve yatırım kısıtlamaları. Amerika Birleşik Devletleri, açıkça belirttiği gibi, muhtemelen uzun süreli bir ekonomik çatışmaya hazırlanıyor. Washington’ın korktuğu tek şey, Pekin’le doğrudan veya dolaylı bir askeri çatışma.
Pekin, ABD ile ilişkilerin asla eskisi gibi olmayacağını ve Washington’un ne pahasına olursa olsun Çin’in gelişimini kontrol etmeye kararlı olduğunu. Ancak kısa vadede yaptırım baskısı çarkının olabildiğince yavaş dönmesi Çin için değerli. Çin, yüksek teknolojilerde maksimum ithal ikamesine yönelik bir yol izliyor ve temel araştırmalarda kendi yetkinliklerini geliştiriyor. Ancak tüm bu süreçler zaman alacağından, ABD ile işbirliği ne kadar uzun ve geniş olursa, Çin’in Batı’dan ekonomik ve teknolojik bağımsızlığına geçişi o kadar kolay ve sorunsuz olacaktır. Başka bir deyişle Çin, ABD ile mümkün olduğu kadar çok işbirliğini sürdürmekle ilgileniyor. Ancak Pekin’in de kendi kırmızı çizgisi var: Tayvan.
Bu manada, Tayvan’a karşı ABD rastgele eylemi, İster silah tedariki ister ABD yetkililerinin adaya ziyareti olsun, statükoyu tek taraflı olarak değiştirme girişimi olarak görülüyor ve ikili ilişkilerde en can sıkıcı faktör olmaya devam ediyor. Dolayısıyla ABD Temsilciler Meclisi’nin yeni liderinin olası Tayvan ziyareti ve buna ilişkin açıklamalar, Blinken’in ziyareti öncesi durumu daha da alevlendiriyor. Amerikalı diplomatın Çinli mevkidaşı ile görüşmesi ABD ile ilgili tezlerin dile getirilme sırası ve tarzı, toplantının atmosferini ve pratik sonucunu büyük ölçüde belirleyecektir. Şu anda ziyaret öncesinde Amerikan medyası Ukrayna krizini ve Çin’in Rusya ile işbirliğini haber yapıyor. Çin medyası da Tayvan meselesinin Çin’in temel çıkarlarından biri olduğunun ve taviz veremeyeceğinin altını çiziyor.
Çin-ABD ilişkileri esas olarak uzun yıllardır sürdürülen statükoya dayanmaktadır. Muhtemelen, Blinken’in gezisi sırasında Çin tarafı, ABD’nin statükosuna yıllarca şüpheyle yaklaştı ve ‘Tek Çin’ ilkesine bağlılığını alenen beyan etmesini talep edecek. Amerikalılar Pekin’den Ukrayna ile ilgili açıklamalar da bekleyecekler. Bu konularda yeni bir şey duymak pek mümkün değil. Bu, tarafların formalitelere uyulması ve aynı zamanda karşılıklı güvensizlik içinde kalmaları nedeniyle bir memnuniyet duygusuyla dağılacakları anlamına gelir.